Dolar 32,2020
Euro 35,0069
Altın 2.504,53
BİST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Az Bulutlu
İstanbul
21°C
Az Bulutlu
Pts 22°C
Sal 25°C
Çar 23°C
Per 22°C

Akciğerini çantasında taşıyor

Akciğerini çantasında taşıyor
7 Mayıs 2024 13:37
27

Ankara’da yaşayan İnciler, 2009’da başlayan oksijen azalması sonucu 3 yıl önce sağlık kuruluşuna başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu İnciler’e pulmoner hipertansiyon teşhisi konuldu.

İnciler, küçük hareketlerde nefes darlığı çekmeye başladığını belirterek, “Nefes almakta yaşadığım güçlükleri ilk olarak televizyon kumandasını almak için eğilip, doğrulmada fark ettim. Sonra ayakkabı bağlarken nefes darlığı yaşıyordum, küçük hareketlerde de nefes darlığını fark ettim. Tetkiklerin ardından teşhis konuldu.” dedi.

İnceler, hastalığının tedavisinin olmadığını, ilerlemesini geciktirmek için ilaç tedavisi uygulandığını anlattı.

Yaşamak için 3 yıldır çantasında yapay akciğeri taşıdığını belirten İnciler, önceleri insanların bakışları nedeniyle psikolojik olarak zorlandığını ama zamanla buna alıştığını ifade etti.

Akciğerini çantasında taşıyor

“Lütfen organlarınızı toprak etmeyin”

İnciler, birçok kişinin yaşamak için organa ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle organ bağışının büyük önem taşıdığını söyledi.

Yapay akciğer cihazını, 24 saat kullanmak zorunda olduğunu belirten İnciler, şöyle konuştu:

“Yetmediğinde evde daha büyük destek cihazları var, onlara geçiyorum, bunu sürekli kullanmam gerekiyor. Benim kalbimde sorun olduğu için organ nakli çok mümkün değil ama bu hastalar için organ bulunamıyor.

İnsanlarımızda bu bilinç yok. Keşke insanlar doğduğunda organ bağışçısı olarak doğsa, 18 yaşına geldiğinde istemiyorsa kararını o zaman verse. Lütfen organlarınızı toprak etmeyin. Bir insan organlarıyla ortalama 11 insanı kurtarabiliyor. Bu hastalık için organ bağışı çok önemli, tek tedavi yolu bu.”

Akciğerini çantasında taşıyor

İnciler, hastalığının zamanla hayatını zorlaştırdığını, her hareket ettiğinde nefesinin kesildiğini ve yürümekte güçtük çektiğini belirtti.

Hastalığın çok hızlı ilerlediğini aktaran İnciler, “Gittikçe kötüleşiyor hastalık. Bazen hiç yürüyemiyorum, hastanede mutlaka tekerlekli sandalyeye bekliyorum. Organ bağışlarına dikkat çekmek istiyorum, nakil merkezlerimizin sayısının artmasını itiyorum, bazıları kapatılıyor. Keşke biraz daha fazla nakil merkezi olsa. Bu hastalık genlerden de geçebiliyor, şu an çocuklarımda bir şey yok ama onların da takibini yapıyoruz.” dedi.

“Akciğerimi yanımda taşıyorum”

İnciler, hastalıkla birlikte oksijenin ne kadar önemli olduğunu anladığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aldığımız her nefes çok önemli. Nefes almanın bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Bakın nefes alıyoruz ama hiç farkında değiliz. Ben akciğerimi yanımda taşıyorum. Bu nefes benim için önemli başka çarem yok. Akciğerini yanında taşımayı yaşamayanlar bilemiyor maalesef. Umarım organ bağışına farkındalık olur, lütfen organlarınızı toprak etmeyin, bağışlayın.”

Akciğerini çantasında taşıyor

“Nihai tedavi akciğer nakli”

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Kula, pulmoner hipertansiyonun, dünyada oldukça nadir görülen ve tedavisi bulunmayan ölümcül hastalıkların en tehlikelilerinden olduğunu kaydetti.

Hastaların nefes darlığı, çabuk yorulma, ayaklarda şişlik ve morarma gibi şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvurduklarını kaydeden Kula, şunları söyledi:

“Kesin tedavisi olan bir hastalık değil, elimizde sınırlı tedaviler var. Nihai tedavi olarak akciğer nakli karşımıza çıkıyor, o da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sınırlı olarak yapılıyor. Bu hastalığın ortaya çıkışında bir yaş sınırı yok, yeni doğandan itibaren görülebiliyor. Bu hastalık her yaşta ortaya çıkabilir. Özellikle anne babalar için travmatik olan tarafı da bu. Çocuk sapasağlam, hiçbir sağlık sorunu yok ve bir anda herhangi bir yaşta hastalığın belirtileri ortaya çıkıyor.”


EN SON TV sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

YORUMLAR

MERHABA BİZE HER KONUDA YAZA BİLİRSİNİZ

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

EN SON TV sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

Bildirimi etkinlestir OK No thanks