USD38,28
%0.04
EURO43,50
%-0.45
GBP50,86
%-0.37
BIST9.312,13
%-0.1
GR. ALTIN4.052,53
%-2.6
BTC3.558.281,64
%-0.22
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak

Uzaylı Zekiye Karakteri Kimdir: Sanatçı Seden Kızıltunç…

featured

 

Sanat Hayatına Giden Yol: İlk Yıllar ve Eğitim Süreci

1942 yılında Ağrı’da dünyaya gelen Seden Kızıltunç, subay bir babanın kızı olarak farklı disiplinlerin iç içe geçtiği bir aile ortamında büyüdü. Sanata olan ilgisi genç yaşlarda kendini gösterdi ve bu yönelim, onu Türkiye’nin en köklü sanat kurumlarından biri olan Ankara Devlet Konservatuvarı’na taşıdı. Burada tiyatro eğitimi aldı ve sahne sanatları konusundaki temelini sağlam bir şekilde attı. Ancak Kızıltunç’un sanata dair ilgisi yalnızca tiyatro ile sınırlı kalmadı; kendini geliştirme arzusu onu yurt dışına yönlendirdi. İsveç’in başkenti Stockholm’e giderek burada bale eğitimi aldı. Bu deneyim, onun sadece oyunculukta değil, sahne üzerinde hareket, denge ve estetik açısından da yetkin bir sanatçı olarak yetişmesini sağladı.

1959 yılında tiyatro sahnesiyle tanışan Kızıltunç, ilk adımlarını amatör tiyatro topluluklarında attı. Cağaloğlu’nda bulunan Yeşil Sahne, onun ilk tiyatro deneyimlerinin merkez üssüydü. Burada usta isimlerle aynı sahneyi paylaşma şansı buldu. Mücap Ofluoğlu, Cüneyt Türel, Altan Karındaş ve gençlik yıllarında Şener Şen gibi isimlerle aynı projelerde yer aldı. Bu dönem, onun oyunculuğunu şekillendiren önemli bir başlangıç noktasıydı. Zamanla adını daha geniş kitlelere duyurmayı başardı.

 

Televizyon ve Sinema Yolculuğu

Kızıltunç’un geniş izleyici kitleleriyle buluştuğu en parlak dönem, Türkiye’de televizyon yayınlarının siyah beyaz olduğu zamanlara denk gelir. Bu dönemde yerli fantastik kurgu türünde çekilen ve televizyon tarihine damga vuran “Uzaylı Zekiye” adlı dizide başrol oynadı. Bu dizi, hem türü itibarıyla bir ilk olması hem de Kızıltunç’un canlandırdığı karakterin halk arasında büyük ilgi görmesi nedeniyle onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Oyunculuğunun yanı sıra, dizinin senaryolarını da kendisi yazdı. Bu da onun yalnızca bir oyuncu değil, aynı zamanda yaratıcı bir yazar kimliğiyle de sanat camiasında öne çıkmasına vesile oldu.

Televizyondaki başarısı, sinemaya da taşındı. Kızıltunç, 1970 yılında “Bir Türk’e Gönül Verdim” adlı filmdeki performansıyla 2. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Beş yıl sonra ise 12. Antalya Film Şenliği’nde “Zavallılar” filmindeki rolüyle aynı ödüle ikinci kez layık görüldü. Bu ödüller, onun sinema dünyasında da ne denli etkili bir oyunculuk sergilediğinin kanıtıydı.

Sahnede olduğu kadar beyazperdede de iz bırakan projelerde yer aldı. “Şoför Mehmet” (1976), “Kaşık Düşmanı” (1984), “Sihirli Safiye” (1993) ve “Biyonik Belma” (1995) gibi döneminin dikkat çeken yapımlarında rol aldı. Farklı türlerdeki bu projeler, onun çok yönlü oyunculuk anlayışını ve her role adapte olabilme becerisini gözler önüne serdi.

Tiyatro Sevdası ve Özel Hayatı

Kızıltunç’un kariyerinde tiyatro daima merkezde yer aldı. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahneye koyulan birçok oyunda başrolde yer aldı. 1963 yılında sahnelenen “Gizli Ordu”, “Mezarsız Ölüler” ve “Ölü Canlar” gibi oyunlar, onun sahnedeki varlığını daha da güçlendirdi. 1964’te ise Türk tiyatrosu için önemli bir yapım olan “Sultan Gelin” oyununda rol aldı. Bu oyun, yalnızca tiyatro tarihi açısından değil, Kızıltunç’un kariyeri açısından da dönüm noktasıydı. Çünkü 2003 yılında Şehir Tiyatroları tarafından müzikal formatta yeniden sahnelendiğinde, Seden Kızıltunç bu projede bir kez daha yer aldı. Bu, onun sahneye olan bağlılığının ne denli güçlü olduğunu gösteren önemli bir ayrıntıdır.

Kızıltunç’un hayatı sadece sahne ve ekranla sınırlı kalmadı. Özel yaşamı da zaman zaman gündeme geldi. 2008 yılında verdiği bir röportajda yedi veya sekiz evlilik yaptığını dile getirmiş, bu açıklamasıyla magazin dünyasında da dikkat çekmiştir. Ancak bu durum, onun sanatsal kimliğini gölgelemek bir yana, aksine farklı yönleriyle insanlara ilham veren bir figür olarak tanınmasına katkı sağladı.

Bugün geriye dönüp bakıldığında, Seden Kızıltunç’un kariyeri yalnızca başarılarla değil, aynı zamanda istikrar ve tutku ile örülmüş bir yaşam öyküsüdür. Sahneye olan bağlılığı, yazarlık yönü ve sinema-televizyon projelerinde sergilediği başarılı performanslar, onu Türk sanat hayatında unutulmaz kılan temel unsurlar arasında yer alır. Seden Kızıltunç, sanatla geçen uzun yolculuğunda hem yeteneği hem de azmiyle genç kuşaklara örnek olmaya devam eden güçlü bir kadın figür olarak hafızalarda yaşamaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi


En Son TV sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

Bir Cevap Yazın

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

En Son TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!