
Sanat Hayatına Giden Yol: İlk Yıllar ve Eğitim Süreci
1942 yılında Ağrı’da dünyaya gelen Seden Kızıltunç, subay bir babanın kızı olarak farklı disiplinlerin iç içe geçtiği bir aile ortamında büyüdü. Sanata olan ilgisi genç yaşlarda kendini gösterdi ve bu yönelim, onu Türkiye’nin en köklü sanat kurumlarından biri olan Ankara Devlet Konservatuvarı’na taşıdı. Burada tiyatro eğitimi aldı ve sahne sanatları konusundaki temelini sağlam bir şekilde attı. Ancak Kızıltunç’un sanata dair ilgisi yalnızca tiyatro ile sınırlı kalmadı; kendini geliştirme arzusu onu yurt dışına yönlendirdi. İsveç’in başkenti Stockholm’e giderek burada bale eğitimi aldı. Bu deneyim, onun sadece oyunculukta değil, sahne üzerinde hareket, denge ve estetik açısından da yetkin bir sanatçı olarak yetişmesini sağladı.
1959 yılında tiyatro sahnesiyle tanışan Kızıltunç, ilk adımlarını amatör tiyatro topluluklarında attı. Cağaloğlu’nda bulunan Yeşil Sahne, onun ilk tiyatro deneyimlerinin merkez üssüydü. Burada usta isimlerle aynı sahneyi paylaşma şansı buldu. Mücap Ofluoğlu, Cüneyt Türel, Altan Karındaş ve gençlik yıllarında Şener Şen gibi isimlerle aynı projelerde yer aldı. Bu dönem, onun oyunculuğunu şekillendiren önemli bir başlangıç noktasıydı. Zamanla adını daha geniş kitlelere duyurmayı başardı.
Televizyon ve Sinema Yolculuğu
Kızıltunç’un geniş izleyici kitleleriyle buluştuğu en parlak dönem, Türkiye’de televizyon yayınlarının siyah beyaz olduğu zamanlara denk gelir. Bu dönemde yerli fantastik kurgu türünde çekilen ve televizyon tarihine damga vuran “Uzaylı Zekiye” adlı dizide başrol oynadı. Bu dizi, hem türü itibarıyla bir ilk olması hem de Kızıltunç’un canlandırdığı karakterin halk arasında büyük ilgi görmesi nedeniyle onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Oyunculuğunun yanı sıra, dizinin senaryolarını da kendisi yazdı. Bu da onun yalnızca bir oyuncu değil, aynı zamanda yaratıcı bir yazar kimliğiyle de sanat camiasında öne çıkmasına vesile oldu.
Televizyondaki başarısı, sinemaya da taşındı. Kızıltunç, 1970 yılında “Bir Türk’e Gönül Verdim” adlı filmdeki performansıyla 2. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Beş yıl sonra ise 12. Antalya Film Şenliği’nde “Zavallılar” filmindeki rolüyle aynı ödüle ikinci kez layık görüldü. Bu ödüller, onun sinema dünyasında da ne denli etkili bir oyunculuk sergilediğinin kanıtıydı.
Sahnede olduğu kadar beyazperdede de iz bırakan projelerde yer aldı. “Şoför Mehmet” (1976), “Kaşık Düşmanı” (1984), “Sihirli Safiye” (1993) ve “Biyonik Belma” (1995) gibi döneminin dikkat çeken yapımlarında rol aldı. Farklı türlerdeki bu projeler, onun çok yönlü oyunculuk anlayışını ve her role adapte olabilme becerisini gözler önüne serdi.
Tiyatro Sevdası ve Özel Hayatı
Kızıltunç’un kariyerinde tiyatro daima merkezde yer aldı. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahneye koyulan birçok oyunda başrolde yer aldı. 1963 yılında sahnelenen “Gizli Ordu”, “Mezarsız Ölüler” ve “Ölü Canlar” gibi oyunlar, onun sahnedeki varlığını daha da güçlendirdi. 1964’te ise Türk tiyatrosu için önemli bir yapım olan “Sultan Gelin” oyununda rol aldı. Bu oyun, yalnızca tiyatro tarihi açısından değil, Kızıltunç’un kariyeri açısından da dönüm noktasıydı. Çünkü 2003 yılında Şehir Tiyatroları tarafından müzikal formatta yeniden sahnelendiğinde, Seden Kızıltunç bu projede bir kez daha yer aldı. Bu, onun sahneye olan bağlılığının ne denli güçlü olduğunu gösteren önemli bir ayrıntıdır.
Kızıltunç’un hayatı sadece sahne ve ekranla sınırlı kalmadı. Özel yaşamı da zaman zaman gündeme geldi. 2008 yılında verdiği bir röportajda yedi veya sekiz evlilik yaptığını dile getirmiş, bu açıklamasıyla magazin dünyasında da dikkat çekmiştir. Ancak bu durum, onun sanatsal kimliğini gölgelemek bir yana, aksine farklı yönleriyle insanlara ilham veren bir figür olarak tanınmasına katkı sağladı.
Bugün geriye dönüp bakıldığında, Seden Kızıltunç’un kariyeri yalnızca başarılarla değil, aynı zamanda istikrar ve tutku ile örülmüş bir yaşam öyküsüdür. Sahneye olan bağlılığı, yazarlık yönü ve sinema-televizyon projelerinde sergilediği başarılı performanslar, onu Türk sanat hayatında unutulmaz kılan temel unsurlar arasında yer alır. Seden Kızıltunç, sanatla geçen uzun yolculuğunda hem yeteneği hem de azmiyle genç kuşaklara örnek olmaya devam eden güçlü bir kadın figür olarak hafızalarda yaşamaktadır.
Kaynak: Haber Merkezi
En Son TV sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.