ABD Başkanı Donald Trump’ın partisi Cumhuriyetçilerin basındaki kalesi kabul edilen The National Interest (NI) yayın organı, “Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin rolünü anlamak” başlıklı analiz yazısında; ABD Kongresi kulislerinden alınan bilgilere yer verdi. ABD kongresindeki çoğu Cumhuriyetçi Senatöre göre Türkiye’nin savaştaki mevcut dış politikası kritik ve stratejik değere sahip. Kongre üyelerine göre etkisi artan Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun da güçlenmesi anlamına geliyor. Amerikalı kanun koyucular, Türkiye’nin askeri varlığı dolayısıyla AB’ye alınması gerektiğini de dile getiriyorlar. “Türkiye dünyanın en kritik bölgesi olan Avrasya’nın merkezindeki ülke olarak coğrafyadaki satranç oyununda büyük ustalık sergiliyor” ifadesinin kullanıldığı kulis analiz yazısında ayrıca şu kritik vurgulara da değinildi:

DERİNLİKLİ DİPLOMASİ
“Türkiye bölgesindeki tüm gerginlikler ve çatışmalarda arabulucu olarak ya da ticaret barışını sağlayan ülke olarak derinlikli bir diplomasi sergiliyor. Bu strateji asırlara dayanan bir devlet geleneğine sahip. Türkiye dünyanın en kritik bölgesi olan Avrasya’nın merkezindeki ülke olarak coğrafyadaki satranç oyununda büyük ustalık sergiliyor. Ankara için çatışmalarda taraf tutmak bir lüks ve daimi manevra alanı yaratma amaçlı diplomasi stratejisine de uygun değil. Mevcut strateji ile etki alanını giderek genişleten Türkiye kendi ulusal çıkarlarını da bu sayede daha iyi koruyabiliyor.”
BAĞIMSIZ ÜLKE KONUMU
“Bunun en açık kanıtlarından birisi ise Rusya. Türk-Rus ilişkileri sahip olduğu köklü tarihinde daima çatışma ve savaş ile şekillenirken şimdi ortaklık ve arabuluculuk gibi ciddi bir tarihsel kırılma yaşıyor. Ankara on yıllar boyunca NATO’nun Rusya karşısındaki tampon ülkesi durumundayken Moskova’nın Türkiye üzerindeki tarihsel baskıları da devam etmişti. Türkiye şimdi hem Rusya hem de Ukrayna için masada bulunması elzem ülke durumunda. Türkiye’nin savaştaki diplomasisi dünya sahnesindeki bağımsız ülke konumunu belirliyor.”
NATO’YU DA GÜÇLENDİRİYOR
Aanliz yazısında ayrıca şu ifadelere de yer verildi: “Türkiye bir yandan Ukrayna’yı silahlandırabilen diğer yandan ise Rusya ile ticaret yapabilen kritik bir ülke haline geldi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni sıkı şekilde uygularken Tahıl Anlaşması gibi önemli uzlaşmaları sağlayan aktör de oldu. Ankara’nın diplomasi mottosu: Hiçbir gücün tek taraflı direktiflerini kabul etme şeklinde. Türkiye’nin kaybedilemeyecek kadar kritik bir ülke olduğunu ilk kabul eden de Moskova oldu. Buna karşın Türkiye, Ukrayna’ya destek vererek ulusal çıkarları merkezinde hareket ettiğini gösterdi. Ankara’nın mevcut stratejisi Rusya’nın Karadeniz’de kontrol altında tutulması, Rusya’ya karşı da Ukrayna’nın varlığını dengeleyici güç olarak destekleme şeklinde kendini gösteriyor. Batı liderleri Rusya karşısında tek vücut olmak isterken Türkiye bu diplomasi ile NATO’yu da Karadeniz’de güçlendiriyor.”

AB İÇİNDE GÜÇLENİYOR
“Ankara geniş seçenekli diplomasisi sayesinde enerji güvenliğini arttırabiliyor” görüşüne de yer verilen analiz yazısında ayrıca; “Rusya enerjisine bağlı olan Türkiye artık enerji destek rotalarını da çeşitlendiriyor. Bu çerçevede Kafkasya ve Orta Asya’daki politik ve ekonomik gücünü de arttırıyor. Türkiye’nin bağımsız Rusya-Ukrayna diyalog diplomasisi Ankara’nın Avrupa Birliği (AB) ve NATO içinde güçlenmesini de sağlıyor. AB’nin merkez ve doğu kanadında Yunanistan haricindeki tüm ülkelerin liderleri Türkiye’nin askeri gücünün Rusya karşısındaki en büyük savunma varlıklarından birisi olduğunu kabul ediyorlar. Türkiye’nin diğer bölgelerdeki etkinliği ve artan askeri-ekonomik gücü de bunun temel sebebi durumunda” denildi.
Kaynak: Web Özel
En Son TV sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.