‘Kendi İcatlarıyla, Hayatını Kaybeden” Mucitler Part II: Buluşları, Sonları Olmuş”!

Bu mucitlerin başardıkları ve temelini attıkları şeyler; günümüzde pek çok farklı sektörde hâlâ etkilerini sürdürüyor. Şimdi gelin, kendi icatları sonları olan mucitlere birlikte bakalım.

Otto Lilienthal, uçak modelleri için test denemelerinde hayatını kaybetti.

Kanatlı planörler ve kuşlardan ilham alarak geliştirdiği kanat çırpan uçak modelleri ile deneyler yapan Lilienthal, 1896 yılında bu deneylerinden birinde planöründe meydana gelen bir problem ile yere çakıldı. Omurgası kırılan ve durumu ağır olan Lilienthal, kazadan sonra sadece 1 gün daha yaşayabildi.

Francis Edgar Stanley, kendi ürettiği arabada kaza yaptı.

1. yüzyılda Stanley Steamer adlı buharlı otomobilleri geliştiren Stanley, buhar gücüyle çalışan araçların performansını artırmayı hedefliyordu. 1908 senesinde kendi üretimi olan otomobiliyle aşırı hız yaparken virajı alamadı ve bir kaza geçirerek hayatını kaybetti. Trajik bir son olsa da kardeşi Freelan Stanley ile otomotiv dünyasında önemli izler bıraktılar.

“Uçan terzi” olarak bilinen Franz Reichelt, Eyfel Kulesi’nden atlayarak öldü.

Fransız bir terzi olan Franz Reichelt, kendi tasarladığı kıyafet şeklindeki paraşütünden o kadar emindi ki, test için 1912 yılında Eyfel Kulesi’nden, paraşütü bir kuklayla test edeceğini söyleyerek atladı. Maalesef paraşüt açılmadı ve çok trajik bir şekilde son nefesini verdi. O ana ait görüntü:

Karel Soucek, Niagara Şelalesi’nden, kendi tasarımı olan bir varille atlamayı denemişti.

1984 yılında özel bir varil ile Niagara Şelalesi’nden aşağıya atlayan ve sağ olarak kurtulan Karel Soucek, bir sene sonra bu başarısını bir üst seviyeye çıkarmak istedi. Houston Astrodome adını verdiği kendi tasarımı bir varil hazırlayan Soucek, 35.000 kişinin önünde varili ile yine bir şelale gösterisi yaptı.

Ancak varilin kenarı darbe alınca altında bulunan ve Soucek’in düşünün yavaşlatması gereken su depoları da bir işe yaramadı. Oldukça sert bir düşüş yaşayan Soucek’in, varilden dışarı çıkarıldığında kafatası kırılmış, göğsü ve karnı ise ezilmişti.

Rivayete göre Wan Hu, Ay’a çıkmaya çalışırken öldü.

Bir Çin efsanesine göre Ming Hanedanlığı döneminde yaşamış bir devlet görevlisi olan Wan Hu, Ay’a gitmek istedi. 1200’lü yıllarda Çinliler, roketleri çoktan kullanmaktaydılar ve bu roketler Wan Hu’nun Ay yolculuğu için seçtiği şeylerdi.

Bir sandalyeye tam 47 barut dolu roket bağlayan Wan Hu’nun amacı, bu roketlerin itiş gücü ile Ay’a ulaşmaktı. Efsaneye göre barutları yakmak için görevlendirilen 47 asker, fitilleri ateşlediğinde muazzam bir patlama meydana geldi ve Wan’ın cesedi adeta ortadan kayboldu.

Wan Hu’nun bu hikayesinin ne denli doğru olup olmadığı bilinmiyor ancak onun anısına Ay’da bulunan kraterlerden birine “Wan-Hoo” ismi verildi.