Indiana Jones & The Great Circle İncelemesi: The Lost Ark ile Diğer Filmler Arasındaki Kayıp Hikaye
Son dönemde dizisini izledikten sonra tekrar geri yüklediğimiz çok oyun oldu. Ancak ilk defa karşımızda, oynadıktan sonra içimizde tüm filmleri tekrar izleme isteği uyandıran bir oyun var. Tahmin edebileceğiniz gibi son dönemin en dikkat çeken Xbox timed exclusive (PS5 için 2025 ilkbaharı) oyunu Indiana Jones and The Great Circle’dan bahsediyoruz. Geçtiğimiz hafta boyunca konsol başında bizi akrep dolu mezarlara, tekinsiz bataklıklara, karanlık geçitlere götüren ve nazilerle karşı karşıya bırakan, uzun süre aklımızdan çıkmayacak maceralardan birini yaşadık. Geliştirici koltuğunda çok sevdiğimiz Wolfenstein serisinden tanıdığımız MachineGames’in olması ile zaten aksi düşünülemezdi. En son oyunun üzerinden tam 15 yıl geçmiş olunca insan Profesör Jones’un şapkasını takmayı özlüyor haliyle.
Macera oyunları son dönemde 3. şahıs bakış açısı kamerası ile neredeyse özdeşleşmiş olduğundan MachineGames’in birinci şahıs kullanma kararı hakkında çok şey yazılıp çizildiğini biliyoruz. Ancak şunu çok net söyleyebiliriz ki karşımızda birinci şahıs oyunlarında uzmanlaşmış bir stüdyo var ve bazılarının şüpheleri olsa da, bu bakış açısı, uyguladıkları oyun mekaniğine çok iyi uymuş. Platform, dövüş, gizlilik ve bulmacalarda bir eksiklik yok. Sadece oynanış biçiminde farklılaşıyor. Dahası, çıkıntılara tırmanma, kırbaç sallama ve benzeri bazı durumlarda görünüm daha rahat kontrol sağlayabilecek üçüncü şahıs kamerasına geçiyor.
Yani amacın FPS’de inat etmek değil daha iyi bir deneyim sunmak olduğu anlaşılıyor. Indiana Jones, bir Lara Croft değil! Elbette bazen tabancasını ateşliyor ama ağırlıklı olarak yumruklarına ve kırbacına güvenen bir karakter. Harrison Ford’un karakteri aynı kalmış. Her zaman o esprili yorumu, o muzip gülümsemesi, her yeni keşifle birlikte aktardığı tutkusu var. Yani tam da Prof. Jones’tan bekleneceği gibi davranan bir karakterimiz var. Peki bu oyuna nasıl yansıyor? Diğer detaylar için okumaya devam…
Yeni ara hikaye serinin klasik yapısına çok iyi uymuş
Indiana Jones and the Great Circle, “Raiders of the Lost Ark” ve “The Last Crusade” olayları arasında geçiyor. Oyun; meşhur, yuvarlanan taştan kaçma sahnesi ile başlıyor. Oyunun mekaniklerini öğrendiğimiz bu bölümün daha sonra Indi’nin sürekli gördüğü kötü bir rüya olduğunu öğreniyoruz. Prof. Jones henüz bir önceki yaşadığı maceranın etkilerini üzerinden atamamışken dev gibi bir adamın, ders verdiği Marshall Üniversitesi müzesinden bir kedi mumyası çalmasıyla kendini yeni bir maceranın içinde buluyor.
Bu macera bizi Roma’dan Tayland’a, Mısır’dan, Şangay ve Himalayalar’a kadar uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Dünya’nın etrafında bir daire oluşturacak şekilde birbirine bağlanan kutsal yerlerle ilgili bir muamma olan Büyük Çember’i çözmek için oradan oraya savrulup duruyoruz. Serinin tüm belirleyici unsurları oyunda mevcut. Dünyayı geziyoruz, doğaüstü dokunuşlarla tarihi bir gizem var, sinsi mizah ve romantizm var, Nazi’ler var, hatta biraz kabarık saçlı uğursuz bir kötü adam bile mevcut.
MachineGames, olay örgüsünü bozmadan, Indiana Jones kronolojisine uyan orijinal bir hikâye hazırlamış. Savaşın eşiğindeki bir dünyada Adolf Hitler ve İtalyan müttefiki Benito Mussolini, tapınak duvarları ve ölüm tuzakları içinde saklı olan dünyadaki en eski ve güçlü ezoterik eserleri bulma arayışında. Hitler’in sözde arkeoloğu Emmerich Voos, her zaman yüzünü buruşturan ve başkalarının hatalarına anlayış göstermeyen, sinsi, acımasız ve çıkarcı bir tavrı yansıtıyor. Diğer taraftan Indiana Jones’un, gazeteci ve eski diller konusunda önde gelen bir uzmanın kız kardeşi olan ve kendisinden haber alınamayan Gina Lombardi ile ilişkisi öne çıkıyor. İki karakter birbirlerine yardım etmek için bir ittifak kuruyorlar.
Filmlerden ayrılmayacak kalitede bir oyun
Oyun, zekice kurgulanmış komik duruma düşme durumları, absürt anlar ve komik diyaloglar ile üzerinizde büyük bir sempati yaratıyor. Ayrıca çok doğru yerde giren ara sahneler ile de oyun film arası bir deneyim sunmayı başarıyor. Harrison Ford’un yüzünün yeniden yaratılması mükemmel olmuş. Mümkün olduğunca Lost Ark filmine yakın bir modelleme yapılmış. Ünlü oyuncu geliştirme aşamasının hiçbir noktasında yer almamış olmasına rağmen hem karakter seslendirmesinde hem de hareket yakalama aşamasında yer alan Troy Baker, Harrison Ford’un sesinin ve yüz ifadelerinin nüanslarını yakalamayı mükemmel bir şekilde başararak bu açığı kapatmış.
Teknik açıdan ise Xbox Series S üzerinde oynadığımız oyunda 60 fps’de sabit kalan performans konusunda bir sorun görmedim sadece sinematiklerde bazı küçük takılmalarla birlikte sorunsuz çalıştığını söyleyebiliriz. Dikkatli gözle bakarsanız nadiren bazı nesnelerde doku kalitesi kaybı ve yansımalar ile gölgelerde bazı titremeler yaşamadım değil ama bunlar genel kaliteyi etkileyecek şeyler değildi.
Müzikler noktasında ise çıta her ne kadar John Williams’ın artık karakterlerle özdeşleşen müzikleri ile oldukça yüksek olsa da Gordy Haab’ın neredeyse, serideki bir filmin müziği olabilecek kalitedeki bestesini takdir etmemek elde değil. Yeni müzikler maceranın hem komik hem de dramatik durumlarına mükemmel uymuş.
Tüm dünyayı dolaşmak demek, açık dünya anlamına gelmiyor
Indiana Jones ile, tarihi eserleri ve cevapları aramak için dünyayı dolaştığımızdan bahsetmiştik. Hemen aklınıza ilk gelen sorunun cevabını verelim. Hayır, The Great Circle bir açık dünya oyunu değil. Keşif, oyunun ana noktalarından biri elbette. Kahramanımız karakterlerle ve çevreyle etkileşime giriyor, ipuçlarını keşfediyor ve yeni görevlere veya gizemlere yol açabilecek belgeler bulabiliyor. Ancak sağlanan serbestinin biri sınırı var. Kameramız temel araçlardan biri. Çünkü diğer temel nesne olan günlükte yazılı olan ipuçlarını bulabilmek için fotoğraf çekmemiz gerekiyor.
Hem kamera hem de günlük, bulmacaları çözmek için kullanılıyor. Bulmacalar genellikle aşırı karmaşık değil ve çoğu birbirinden farklı. MachineGames, tapınakları ve harabeleri çevreleyen, mistisizmle örtülmüş gizemi yansıtmayı çok iyi başarmış. Hikâyenin bir parçası olarak ziyaret ettiğimiz tapınakların ötesinde, oyun ana hikayenin dışında çok sayıda sır ve bulmacayı da saklıyor. Bu yüzden sadece hikayeyi takip ederek oynamamanızı tavsiye edeceğiz.
Yan görevlerin çoğu, karakterlere yönelik olarak genel olay örgüsüne katkıda bulunuyor. Haritada görevler için bir varış noktası olsa da genelde bu hep bir alanı işaretliyor ve tam noktayı göstermiyor. İlk başta yanlış bir şey mi yaptım diye düşünüyorsunuz. Ancak bu tam anlamı ile bir macera oyunu. Dolayısıyla biraz da gözlem yapmanız gerektiğini anladığınız anda her şey kolaylaşıyor. Hiçbir şekilde hızlı seyahat de yok. Bu yüzden tabana kuvvet 🙂
Platform, gizlilik ve savaş: Hepsi çok iyi
Oyunda sağlık barına ek olarak bir adrenalin çubuğu da var. Dolayısıyla Indy’nin dayanıklılığına da dikkat etmeniz gerekiyor. Yani her ne kadar platform bölümleri Tomb Raider’i andırsa da burada dayanıklığın tükenmesi durumda karakterimizin kendini bırakıp aşağı düşme ihtimali var. Ne mutlu ki sadece hareket etmeyi bırakarak dinlenmek mümkün. Karakterin doğasında bulunan kırbaç, yüksek yerlere tırmanmak veya sallanmak için kullanılıyor. Bu durumlarda, daha önce de belirttiğim gibi bakış açısı üçüncü kişiye geçiyor. Bu çok isabetli bir seçenek olmuş.
Prof. Jones sadece bir arkeolog ve maceraperest. Yani filmlerindeki bir ikonik sahnede olduğu gibi tabanca kullanmayı bilse de kesinlikle tüm çatışmalarını silahlarla çözen bir adam değil. Oyun, Wolfenstein’ın geliştiricisinin elinde çıkmış olsa da Indiana Jones and the Great Circle bir shooter oyunu değil. Her zaman kısıtlı mermi var, silahlar o kadar pratik değil ve gürültü yapmak neredeyse çoğu zaman başarısız bir girişimle sonlanıyor. Sistem, oyuncunun çatışmalara gizlilikle veya çıplak elle girmesi için tasarlanmış. Yine de elbette yerden her türlü silahı alabiliyorsunuz ve Nazileri hazırlıksız yakalarsanız ateş etmek yerine silahla onlara fiziksel olarak vurarak bayıltabiliyorsunuz. Tüm bu silahlar çabuk kırılıyor, bu yüzden genellikle iki düşmandan daha fazla dayanmayacağını aklınızdan çıkarmayın.
Gizlilik mekanikleri ise oldukça basit ve çömelme, gölgeleri kullanma, yanıltmak için nesneler fırlatma gibi birkaç aksiyondan oluşuyor. Bazı senaryolarda, çevreye uyum sağlamak için kılık değiştirmek de oldukça yardımcı olabiliyor. Bu durumda Yüzbaşı’lar (Captain) hariç kimse sizi tanımıyor. Senaryoları iyi okumak ve ne zaman gizlilik kullanmanız gerektiği ne zaman tabanları yağlamak gerektiğine karar vermek de büyük önem taşıyor. Çok fazla Nazinin içeri doluşması halinde neredeyse oradan ölmeden ayrılmanın çok zor olacağını unutmamak gerek.
Indy bir süper kahraman değil, ona göre davranın
Dövüş sistemi zayıf yumruklar, güçlü yumruklar, kaçışlar, savuşturmalardan oluşuyor. Biraz refleks ve öngörü gerektiriyor ama oldukça eğlenceli. Sol kroşe, sağ kroşe, geri adım at ve tekrar başla 🙂 Eğer düşmanınız savunma pozisyonuna geçerse onu iterek dengesini bozabiliyorsunuz. Ama özellikle bir adamı kırbaçla etkisiz hale getirmenin veya tökezlemesine neden olmanın eğlencesi bambaşka.
İlerleme büyük ölçüde keşfe bağlı. Aranabilecek her şeyi didik didik aramanız, macera kitapları bulmanız gerekiyor. Bu ciltler neredeyse hepsi pasif olan farklı beceriler öğrenmenizi sağlıyor. Keşfetmenin, kitapların sayfaları arasında bulunan yetenekleri satın almak için kullanılan macera puanları gibi ödülleri bulunuyor. Bu puanları; görevleri tamamlayarak, fotoğraf çekerek, bulmacaları çözerek elde edebiliyorsunuz. Oyun keşif yapmayı gerçekten çok iyi ödüllendiriyor.
Sonuç
Indiana Jones and the Great Circle ile ilgili beklentilerimiz zaten yüksekti ama oyun bunu da aşmayı başarmış. Devrim yaratmaya ya da oyuncuyu yeni fikirlerle veya beklenmedik yaklaşımlarla şaşırtmaya çalışmıyor. Olması gerektiği gibi kendisinden bekleneni en iyi şekilde sunuyor. Söylenenlere de inanmayın birinci şahıs kamera açısı seçimi bir sorun olmaktan çok uzak. Aksine aksiyondan ödün vermeden gizemler, bulmacalar ve kayıp tapınaklarla dolu bir macera yaratan MachineGames tarafından tasarlanan oynanışa çok iyi uyuyor. Vatikan, Himalayalar veya Mısır gibi efsanevi yerler, Indy’nin başrolde olduğu ve Lost Ark’tan sadece bir yıl sonra geçen yeni orijinal hikâye için mükemmel ortamlar haline geliyor.
Hikâyeyi sürdürmesi, iyi temposu, karizmatik karakterlere sahip olması ve sürekli uyarıcı ve zevkli sahneler sunması açısından serinin bazı filmlerinden daha iyi olduğunu bile söyleyebilirim. Bu önemli bir başarı. Elbette yapay zeka biraz daha iyi olabilirdi ve gizlilik mekanikleri cilalanabilirdi ancak bir Indiana Jones macerasında olması gereken her şeye sahip olduğuna şüphe yok. Mutlaka kütüphanenizde bulunması gereken bir macera oyun. Hele ki bizim gibi Indiana Jones hayranları mutlaka oynamalı. Uzun zamandır hasretini çektiğimiz böyle bir macera oyununun ilk günden Xbox Game Pass Ultimate sahiplerine ücretsiz sunuluyor olması da müthiş bir lütuf. PS5 sahipleri henüz kesin bir tarih olmamakla birlikte en erken ilkbaharda bu oyunu satın alabilecekler.
90
Yapımcı Bethesda Softworks
Geliştirici MachineGames
Platform Xbox Series S/X, PC
Tür Macera, aksiyon
Web https://indianajones.bethesda.net/en-US
EN SON TV sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.