Elektrikli otomobiller, dünya genelinde çevreye duyarlı kişiler arasında giderek daha büyük bir statü sembolü haline geliyor. Ancak yeni bir araştırma, elektrikli araçların (EV) göründükleri kadar çevre dostu olmadığını öne sürüyor.
Southampton Üniversitesi araştırmacıları, elektrikli araçlarda da yaygın olarak kullanılan fren balatalarının dizel egzoz dumanlarından daha toksik emisyonlar ürettiğini buldu. İnsan saçının çapından 30 kat daha küçük olan bu parçacıklar, hava yollarından kayarak akciğerlerin en hassas dokularına kadar ulaşabiliyor. Başka bir deyişle, elektrikli araçlar egzozlarından herhangi bir gaz salınımı yapmasalar da ölümcül hava kirliliğine yol açabiliyorlar.
Araştırmacılar, Avrupa’daki araç emisyonlarının çoğunluğunun egzoz dışı kirlilikten kaynaklandığını da belirtiyor. Başyazar Dr. James Parkin, “İnsanlar genellikle otomobillerden kaynaklanan kirliliğin egzoz borularından geldiğini düşünüyor ve elektrikli araçların sıfır emisyonlu olduğunu sanıyor” diyor ve devam ediyor: “Ancak elektrikli araçlar, yol, lastik ve frenlerin sürtünmesi ve aşınması nedeniyle hala partiküller üretiyor.“
Elektrikli araçların dizel veya benzinli araçlara göre en çekici özelliklerinden biri, sürüş sırasında herhangi bir emisyon üretmemeleri. Tamamen elektrikli bir araç fosil yakıt yakmaz, dolayısıyla CO2, azot oksit veya diğer toksik bileşikleri yaymaz. Ancak araştırmalar genellikle egzoz emisyonlarına odaklanırken, lastik, yol ve fren aşınması yoluyla da havaya parçacıklar salınıyor. Bu emisyonları düzenleyen mevzuatlar genellikle bulunmasa da, birçok bölgede “partikül madde kirliliği” için en büyük kaynak bu emisyonlar olabiliyor ve aralarında en büyük etken fren tozu olarak gösteriliyor.
Frene bastığınızda, aracın fren balataları fren diskine baskı uygular ve fren diski, sürtünme yoluyla kinetik enerjiyi ısıya dönüştürerek aracı yavaşlatır. Bu işlem sırasında ortaya çıkan yoğun enerji, fren balatasının yüzeyini aşındırarak çok ince parçacıklardan oluşan bir bulut oluşturur.
Fren balatalarının toksik etkileri
Dr. Parkin, “Farklı tipteki balataların kimyasal bileşimlerinin yayılan parçacıkların toksisitesini nasıl etkilediğini ve bunun bireylerin sağlığı açısından ne anlama geldiğini anlamak istedik” diyor. Araştırmacılar, düşük metalik, yarı metalik, asbestsiz organik ve hibrit seramik olmak üzere dört farklı tipteki fren balatasını çalışmalarına dahil ettiler.
Dr. Parkin ve meslektaşları, laboratuvarda akciğerin iç yüzeyinden alınan hücreleri çeşitli emisyonlara maruz bırakarak bu parçacıkların solunması durumunda ne olacağını simüle ettiler. Bu parçacıklara maruz kalan akciğer hücrelerinin oksidatif strese, iltihaba maruz kaldığını ve hatta öldüğünü buldular. Bu hücreler, akciğerdeki kandaki gazların transferini sağlayan hassas hava keseciklerinde olsaydı, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirdi.
En zararlı fren balataları, bakır elyaf, cam elyaf, kauçuk, grafit ve reçineden yapılan ve modern araçların çoğunda standart olarak bulunan asbest içermeyen organik balatalardı. Araştırmacılar, bu balataların ürettiği emisyonların dizel egzoz dumanından daha toksik olduğunu tespit etti. İkinci en toksik olanlar ise yüksek oranda bakır içeren seramik balatalardı.
Ancak araştırmaya katılmayan Birmingham Üniversitesi’nden çevre sağlığı uzmanı Profesör Roy Harrison, önemli sonuçlara varmak için henüz erken olabileceğini söylüyor: “Şimdiye kadar insan popülasyonları üzerinde yapılan çalışmalar istisnai bir toksisite göstermedi, sadece ince partiküllere maruz kalmayla normal olarak ilişkilendirilen düzeyde toksisite görüldü. İyi haber şu ki, rejeneratif frenleme sayesinde elektrikli araçlardan çıkan fren aşınma parçacıklarının emisyonları, geleneksel benzinli ve dizel araçlara göre çok daha az.“
en son tv sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.