Bu ağaçların neden böyle büyüdüğü hâlâ kesin olarak çözülebilmiş değil ancak bazı teoriler var.
1930’larda dikildiği tahmin edilen bu ağaçların büyüme şekli, ilk yıllarda tamamen normalmiş.
Ağaçlar, 7-10 yıllık olduğunda ise gövdelerindeki sıra dışı eğrilik oluşmaya başlıyor. Bilim insanları ve tarihçiler yıllardır bu sorunun yanıtını arıyor. Birçok farklı teori ortaya atılmış olsa da hiçbiri kesin bir açıklama sunamıyor.
İlk teori, ağaçların kar yükü altında eğildiği yönünde. Fidanların üzerine kış aylarında yoğun kar düşmüş ve bu da onların eğilmesine neden olmuş olabilir. Ancak çevredeki diğer ağaçların tamamen düz bir şekilde büyümüş olması bu teoriyi pek de mantıklı kılmıyor. Eğer kar nedeniyle oluşmuş olsaydı, benzer eğriliklerin diğer ağaçlarda da görülmesi gerekirdi.
Tanklar mı yol açtı?
Bir diğer popüler teori ise savaş yıllarında bölgeden geçen tankların genç ağaçları ezerek bu şekli oluşturduğu fikri. Ancak bu durumun sadece bu ormanla sınırlı kalması ve tankların böylesine düzgün bir eğrilik yaratabilmesi biraz şüpheli görünüyor. Ayrıca ağaç gövdelerinin pürüzsüzlüğü, bu teoriyi destekleyecek kanıtlar sunamıyor.
Belki de en mantıklı açıklama, ağaçların insanlar tarafından bilinçli olarak şekillendirilmiş olabileceği.
Kavisli mobilya yapımı, fıçı, gemi inşası ya da özel tasarım projeleri için bu şekilde eğilmiş olabilirler. Ancak 1930’ların sonunda başlayan II. Dünya Savaşı, bu bölgedeki insan hareketliliğini durdurmuş ve orman, eğriliklerini tamamlayarak kendi başına büyümeye devam etmiş olabilir. Yine de bu açıklamanın arkasında kesin kanıtlar yok.
Bölgenin terk edilmiş olmasından dolayı da ağaçların sırrı hâlâ çözülebilmiş durumda değil ama turistlerin ilgisini çekmekle kalmıyor, bilim insanları araştırmalarına devam ediyor.