Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’da gençlerle buluştuğu programda, gençlere duyduğu güveni vurgulayarak, Türkiye’nin geleceğini onların inşa edeceğini söyledi. Erdoğan, gençlere Teknofest ruhuyla dünya çapında vizyon kazandırıldığını belirtirken, yurt dışına övgüler dizenlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’da Gençlik Buluşması programında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Sevgili gençler, Erzurum’umuzun kıymetli evlatları, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. İl kongremiz vesilesiyle geldiğimiz Erzurum’da, siz kıymetli gençlerimizle bir araya gelmekten ayrı bir mutluluk, ayrı bir memnuniyet duyuyorum. Dadaşlar diyarındaki bu birlikteliğimizin ülkemiz, milletimiz ve bilhassa gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Gençlerimizle her bir araya gelişimizde sizlerin enerjisiyle, coşkusuyla, umuduyla adeta gençleştiğimizi görüyorum. Bunun için gerek Ankara ve İstanbul’daki programlarda, gerek şehir ziyaretlerimizde her fırsatta gençlerimizle bir araya gelmeye gayret ediyorum.
Fatih’in yolundan giden gençlik
Rahmetli Necip Fazıl, “Gençlik yaş işi değil, ruh işidir” diyor. Fatih Sultan Mehmet Han, 21 yaşında İstanbul’u fethederken hangi inanç ve azme sahipse, hükümdarlığının 46. yılında 73 yaşında çıktığı seferde hayata gözlerini yuman Kanuni de aynı hissiyatla hareket ediyordu. Ben de burada Fatih’in yolundan giden bir gençlik, Kanuni’yi, Yavuz’u takip eden bir nesil görüyorum.
Gençlerine güvenmeyen nal toplar
Gençlerine güvenmeyen bir millet, geleceğinden umudunu kesmiş demektir. Biz siyasette, bürokraside, ticarette, sivil toplum faaliyetlerinde, hayatın her alanında gençlerimize güvendik, inandık, hep onların önünü açtık. Türk siyasetinde gençlere ve kadınlara hem il ve ilçe teşkilatları hem genel merkez düzeyinde en üst seviyede temsil imkanını biz sağladık. Bunu yaparken elbette eski dönemlerin taassuplarının eseri direnişlerle, tepkilerle de karşılaştık. Ama hiçbirine kulak asmadık. Doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla yürüdük. Hamdolsun uzun bir mücadelenin ardından gençlerimizin ve kadınlarımızın dinamizmini ülkemize kazandırmayı da başardık. Hep söylediğimiz gibi, partimizin gençlik kollarını, sizleri geleceğe hazırlayan bir okul olarak kabul ettik. Gençlerimizi arka bahçemiz değil, asli yol ve mesai arkadaşlarımız olarak gördük. Sizler de bizi mahcup etmediniz. Gayretinizle, azminizle, becerinizle hep yüzümüzü ağarttınız. Geçmişte partimizin gençlik ve kadın kollarında görev alan yüzlerce, binlerce arkadaşımız bunun en güzel örnekleridir. Gençlerine güvenmeyen kusura bakmayın nal toplar. Bu arkadaşlarımız kimi kendi işinde, kimi kamu yönetiminde, kimi siyasette, kimi uluslararası alanda şu anda başarıdan başarıya koşuyor.
Teknofest ruhu
Parlamentodan kamu yönetimine ve araştırma geliştirmeye kadar her platformda ülkemize eşsiz hizmetler sunan gençlerimizle gurur duyuyoruz. Tabi bu seviyeye gelmek öyle kolay olmadı. Ve biz bir şeyin daha idraki içerisindeyiz. Sevgili gençler, bizler bundan sonraki süreç içinde özellikle gençlerimize süratle, daha farklı imkanlar vermek suretiyle eğitimden sağlığa, spordan teknolojiye, ihtiyaç duydukları tüm alanlarda gereken altyapıyı sağlamaya devam edeceğiz. Hepsinden önemlisi gençlerimize biz bu özgüveni kazandırdık. Daha düne kadar gençlerimizin en büyük hayali okulunu bitirdikten sonra KPSS sınavında iyi bir puan alarak memuriyete girmekti. Şimdi aynı gençlerimiz ülkemiz sınırlarını aşıp dünyayı kucaklayan bir vizyonla TEKNOFEST ruhuna hayat veriyor. Türkiye 100 yılını işte bu gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz. İstanbul’un fethinin 600. yılı olan 2053 vizyonumuzu işte bu gençlerimiz şekillendirecek, ilmek ilmek örecek.
Bakmayın yurt dışı güzellemesi yapanlara
Malazgirt Zaferi’nin birinci yılında ülkemizi diplomasiden ekonomiye, güvenlikten temel hizmet alanlarına kadar her alanda dünyada ilk sıralara çıkartacak olan yine siz ve sizden sonraki nesillerdir. Gençler, siz bakmayın birilerinin ülkesini beğenmeyip yurt dışı güzellemesi yaptığına. Ben varım diyeceksiniz. Sosyal medyada art niyetli olarak dolaşmaya sokulan Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti, filanca ülke şunu kazandı, görüntülerinin devamı hiç de öyle söylendiği gibi olmuyor. Bu ülkenin, bu devletin kendilerine sağladığı imkanlarla eğitim hayatlarını tamamlayıp, iş tecrübesi edinip sonra yurt dışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor. Oralarda kalanların bir bölümünün de geri dönmeyi kendilerine yediremedikleri için yaşadıkları sıkıntılara özellikle göğüs geldiklerini biliyoruz. Her ne şekilde olursa olsun teröre bulaşmamış. Bu şartla bu ülkenin kapıları da milletimizin gönlü de tüm evlatlarına sonuna kadar açıktır.
Yalan bire kırk veren zehirli bir tohum gibidir
Bizim keyfi yere feda edecek tek bir insanımız, tek bir gencimiz yoktur. Hepinize, her birinizin hayaline, birikimine, becerisine bizim ihtiyacımız var. Unutmayınız, yalan, bire kırk veren zehirli bir tohum gibidir. Halbuki biz, bire yüz veren bilginin, bilimin, hakikatin peşindeyiz. Gençlerimizden beklentimiz, zeka ve kabiliyetleriyle işte bu bereketli hasadı milletimize kazandırmalarıdır. Dadaşlar diyarının, gençlerinin bu kutlu yürüyüşte en önde yer alacaklarından şüphe duymuyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu: Çayı mı çok seviyorsunuz kahveyi mi?
Bir Rizeli olarak “çayı sevmiyorum” dersem olur mu? Hele hele, kıtlamayla içilen çay, o da ayrı bir güzel.
Somali – Etiyopya krizi
Uzun yıllardır bu Somali ve Etiyopya arasındaki sıkıntı devam ediyordu. Tabi Etiyopya Somali’nin iki büyüklüğünde. Devasa bir yer ama denize kapalı. Etiyopya’dan denize çıkamıyorsunuz. Bu kadar büyük, devasa bir araziye sahip olan yerin hakikaten denize kapalı olması onları tabi ciddi manada rahatsız ediyor. Ve bu konuda da bugüne kadar bir çok ülke devreye girmiş. Ama bu işi çözememişler. Ben de gerçekten Etiyopya Başbakanının benimle olan özel muhabbeti sebebiyle kendisiyle bunları konuştuk, görüştük. Tabi Somali biz en kritik döneminde sahiplenen bir ülke olduk. Ve terör örgütlerinin Somali’ye yüklendiği dönemde biz tabi Somali’yi de sahiplendik. Orada yatırımlarımız oldu. O yatırımlarla beraber Somali’de terör örgütlerine karşı da adımlar attık. Ve şimdi de Etiyopya’nın bu yeni ayağa kalkışında dedik ki biz size her türlü desteği vereceğiz. Ekonomide, savunmada elimizden gelen desteği kendilerine verdik. Ve o akşamki buluşmamızda kendileriyle yaptığımız görüşmelerde sağ olsunlar bizi kırmadılar. Ve bir başbakan, iki cumhurbaşkanı olarak bir araya geldik. Ve bu konuda dedik ki bizi kırmayacaksınız. 7 saat süren bir görüşmeden sonra sağ olsunlar parafları attık, işi bitirdik. Ve ondan sonra da bizim basın toplantısı salonumuza geçip oradan dünyaya bunu açıkladık. Ve kendilerine şunu da söyledim. İnşallah önümüzdeki yılın ilk iki ayında Etiyopya’yı ve Somali’yi ziyaret edeceğim. Ve bu attığımız adımı dünyaya duyuracağız dedik. Ve kararımızı bu şekilde açıkladık. Sağ olsunlar onlar da bu attığımız adımı kendi ülkelerine taşıyorlar. Güzel bir geleceği Afrika’ya bu şekilde duyurmuş olduk. Tüm dünyaya duyurmuş olduk. Tüm dünyada bu attığımız adımın, aldığımız neticenin iftiharını bizlerle paylaştı. Samimi olunca, niyet halis olunca her şey oluyor.
Aile kurarken nelere dikkat etmeliyiz?
Gerçekten aile kavramı çok çok kutsal bir kavram ki bizim milletimizin aile kavramı noktasında geçmişten bugüne farklı bir kutsiyeti var. Onun için de tabi bu kavrama hep birlikte sahip çıkmamız lazım. Özellikle üniversite gençliğimizin aile kavramı üzerindeki duruşu çok farklı olması lazım. Mesela bizim şu anda üzerinde durduğumuz bir konu gençler nedense evlenmiyor.
LGBT işlerine karşıyız
Ben Eyüp’e onu söylüyorum, bak diyorum sen gençlik kolları başkanısın. Onun için ekiplerimizi genç yaşta evlendirme sorumluluğunuz var. Buna dikkat edeceksiniz. Ve bir de tabii bizim bir kutsalımız daha var. Yani bu LGBT filan bu işlere de karşıyız. Gaziantep’te Mehmet Tahmazoğlu kardeşimiz bu işlerde çok gayretli. Gaziantep’ten sürekli gençleri Çanakkale’ye götürüyor ve gençlerimiz Çanakkale şehitliğini onlara dolaştırmak suretiyle o kutsiyeti, Çanakkale zaferini nasıl elde ettik, bunu onlarla yerinde yaşamak ve onlardan da yavrularına bunu yaşatmak suretiyle o adımları atıyorlar. Ondan dolayı da ben belediye başkanımızdan çok memnunum, teşekkür ediyorum. Sağ olsun.
Erzurum’a stat müjdesi
Büyükşehir Belediyesi, bu işi en yakından takip etmek suretiyle de bu adımları atacaklar. Eksiklerimiz nelerdir? Bu eksikleri süratle gidermemiz gerekecek. Ama ağırlıklı Kültür-Turizm Bakanlığımız bu işe büyük önem verecek ve Herzor’un inşallah böyle bir turizm başkenti olmanın adresi olarak tadını çıkaracak. Bu arada biz de bu 20.000 kişilik stadyumu süratle halledeceğiz. Zaten Gençlik Spor Bakanım da burada. Kendisine talimatı daha önceden verdik. Süratle o da bu arada bunu bitirecek. Bir de bu 20 bin kişilik stadın ardından bir de butik stat yapmak istiyoruz. Bunları Osman bey gerçekleştirecek. Erzurum ligde iyi gidiyor tabi bunu birincilikle bitirmesi gerekiyor.
“Nelere tahammül edemiyorsunuz ve tahammül etmediğinizde nasıl karşılık veriyorsunuz?”
Sana bir şiirle cevap vereyim mi?
“Zulmü alkışlayamam.
Zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta döverim.
Dövemezsem de hiç olmazsa yanımdan kovarım.”
Zulüm, en büyük hasmı, işte en son Suriye’deki yaşadıklarımız, bunun çok açık bir örneğidir. Zulmün karşısında hep birlikte durmamız lazım. Hele hele bizim milletimiz tarih boyunca zulme açık kapı bırakmamıştır. Ve adaletiyle Türk milleti tüm dünyada örnek olmuştur.