Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler terörü kaynağında yok etme anlayışı doğrultusunda sürekli ve kapsamlı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vurduklarını söyledi. 2024 yılı değerlendirme toplantısında medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Güler, “Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur. Terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakmıyor, alandaki hakimiyetimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Nihai hedefimiz; Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarmaktır” diye konuştu.
“IRAK’IN PKK’YI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK İLAN ETMESİNİ BEKLİYORUZ”
Bakan Güler, 17 Nisan 2022’de Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nda Zap’ta kilidi kapattıklarını, Irak sınırının tamamının emniyetini sınır ötesinden tesis ettiklerini söyledi. Bakan Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Nisan’da Bağdat ve Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin, Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş birliğini kalıcı hale getirmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantılarının 4’üncüsünü, 15 Ağustos’ta Ankara’da icra ettik. Irak Savunma Bakanı ile ‘Askeri, Güvenlik İş Birliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı’nı imzaladık. PKK’yı kendi problemi olarak da görmeye başlayan Irak’ın PKK terör örgütünü ‘yasaklı örgüt’ ilan etmesi yönünde aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede ‘terör örgütü’ olarak da ilan etmesini bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“93 BİN KİŞİNİN GEÇİŞİ ENGELLENDİ”
Bakan Güler, hudutlarda kaçak geçişlere asla imkan tanımadıklarını vurgulayarak, “Halen hudutlarımızda 8 hudut tugayımız, 6 hudut alayımız olmak üzere toplam 60 bin personel de görev yapıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir” diye konuştu.
“HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Bakan Güler, Suriye Milli Ordusu’nun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümeti’nin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığı’nın emri altında çalıştığını da vurgulayarak, “Bu kapsamda; Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“SURİYE’DE YENİ YÖNETİME ŞANS VERMEK GEREKİYOR”
Ardından soruları yanıtlayan Bakan Güler, Suriye’deki yeni duruma ilişkin, “Esad’ı deviren yeni yönetim; ilk açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri halinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
“KÜRT KARDEŞLERİMİZLE HİÇBİR SORUNUMUZ YOK”
Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütünün er ya da geç tasfiye edileceğini vurgulayan Bakan Güler, “Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriyeli olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle. Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG’nin baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG’li teröristler orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silah altına alıyor. Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir” dedi.
“ESED HAVA SAHAMIZI KULLANAMADI”
Bakan Güler, Suriye’de Rusya’nın durumuna ilişkin de “Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir” dedi.
Bakan Güler, Süleyman Şah Türbesi’nin Karakozak köyündeki eski yerine taşınıp taşınmaması konusunun sahadaki duruma göre daha sonra değerlendirileceğini belirtti.
“İSRAİL İŞGALCİ ZİHNİYETİNİ HER FIRSATTA ORTAYA KOYUYOR”
Güler, İsrail’in işgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymakta olduğuna dikkat çekerek, “Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler sonrası İsrail’in Golan Tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir. Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir. Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır. Öte yandan İsrail’in saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“ÇELİK KUBBE, ETKİLİ VE KATMANLI BİR SAVUNMA MİMARİSİ”
Güler, uzun menzilli hava savunma sistemleri (SİPER), füze teknolojileri ve elektronik harp sistemleri gibi kritik savunma sanayi projelerinde önemli aşamalar kaydedildiğine vurgu yaparak, “Türk savunma sanayisinin önemli bir yapı taşı olarak hayata geçirilmekte olan Çelik Kubbe; kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma silah sistemlerimiz KORKUT, HİSAR-A/HİSAR-O, GÖKDEMİR, SİPER entegre biçimde görev yapmasını sağlayan, günümüzün tehditlerini bertaraf etme kabiliyetine sahip etkili ve katmanlı bir hava savunma mimarisidir. Bu güvenlik şemsiyesini inşa edecek teknolojik olgunluğa erişmiş durumdayız. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu dönemde, yeni başarıları, tarihimizin altın sayfalarına yazmak ve yazdırmak en büyük hedefimizdir” dedi.
“TEĞMENLER HAKKINDA DİSİPLİN SÜRECİ DEVAM EDİYOR”
Bakan Güler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda kılıçlı yeminle ilgili disiplin soruşturmasıyla ilgili de “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim” ifadelerini kullandı.